26 Mart 2009 Perşembe

Kaplumbağa, kedi ve hatırlayamadığım bir nesne daha. Güzel bir gündü...
Çok net olmasa da hatırlıyorum yaşananları. Mutluyduk, gülüyorduk, güzel şeyler yaşayacağımızı sanıyorduk. Düşünülen gibi olmadı hiçbir şey. Yavaşça gelişti olaylar, kopmalar başladı. İnsan hissediyor biteceğini birşeylerin. Birbirimizin hayatlarını uzaktan izlemeye başladık. Mutluydun sanki, hayatın yolunda gidiyordu. Bilmediğim bir dışlanmışlığa sürüklendim ben. Her gece güneşin doğuşunu beklemekle geçmeye başlamıştı. Baktığım hiçbir yüzde sen yoktun. Daha önce görmediğim şehirlere gitme isteği vardı içimde. Beni tanımayan insanlara kendimi çok farklı tanıtmak istiyordum. Geçmişimi bilmeyeceklerdi. Ben unutacaktım kim olduğumu ve nereden geldiğimi. Ama olmadı, bu sokakları, bu şehri bırakıp gidemedim. Hayatıma müdahele edemiyordum artık. Yapılan bütün haksızlıklara kayıtsız kalıyordum. Çok şey değişti senden sonra, anlatamadım. Kulaklarını tıkadın benim hayatıma. Ben farklı insanlara doğru savruldum. Diğer hayatları merak ettim, karışabilecekler mi senin kadar bana diye.
Çocukluğumu özler oldum. Geriye dönebilseydim, cenin olabilseydim yeniden, seni bir kere daha tanıyabilecektim. Saatlerce yazabilirim hissettiklerimi cümle cümle, fakat herhangi birinin anlayabileceğini sanmıyorum. Sen de kapatmışsındır muhtemelen gözlerini yaşadıklarıma ve hissettiklerime. Kendimce oyunlar oynuyorum, uzaktasın ve geleceksin diyorum. Kapılardan giriyorum, kapılardan çıkıyorum. Görmek istediğimi görene kadar yolculuk yapmak istiyorum. Söylenen şarkılar, yazılan şiirler yalan geliyor bana. Cümlelerim dökülüyor dudaklarımdan, senin bana öğrettiklerin. Birtek onlar kalmış. Şimdi dönüp bakıyorum da arkama, o kapıdan giderken kimse yok yamında.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder